Pazar, Eylül 07, 2014

Fırsatlar ve Seçimler..



Size bir çocuğun hikayesini anlatacağım. Ve bu çocuğun şu anda nerde olduğunu bilseydiniz, eminim siz de benim kadar heycanlanırdınız..  Hayat insana hiç umulmadık zamanlarda fırsatlar tanır. Belki hep bu an düşünülür ama bunun gerçekleşebileceği düşünülmez. Hazır olmak mümkün olmaz. İşte tam da böyle bir durumda ! Bir caddenin ortasında eski sevgilisinin evinin tam önünde durup etrafa baktı şaşkın bir halde. Buraya nasıl mı geldi? Aslında kendi gelmedi. İş için bulunduğu şehrin uzağında bir yerden, hayatında ilk defa gördüğü insanlarca bırakıldı buraya.  Öyle olmasaydı gidebileceği bir yer yoktu. Kendi kontrolü dışında gelişti olaylar tek amacı evine dönebilmekti. İstasyona gelen bir arazi aracına içi rahatlamış olarak bindi. Şehire dönüş yolculuğu bu şekilde başladı. Aracı süren adam sürekli konuşuyordu, yanındaki şapkalı adam arasıra evet diyordu sadece ve aracın arkasında oturan köyden yeni dönmüş olan adam köyünden bahsediyordu. Çantasından köy ekmeği çıkardı, küçük bir parça koparıp verdi. Bunun bir çeşit vaftiz ayinine dönüşeceği çocuğun aklının ucundan bile geçmezdi. Çünkü şarap yoktu, ama o da olucaktı. Bunun için en uygun yerde indirildi.
 
Saat 6yı geçiyordu şimdiye çoktan evde olmalıydı. bulunduğu noktada İlk aklına gelen şey eski sevgilisi oldu. O da tam bu saatlerde evine dönüyor olmalıydı. Çocuğu evine götürecek olan otobüs durağa yaklaşırken bir seçim yapması gerekiyordu.
Otobüs durdu ve duraktaki tüm yolcuları aldı. Çocuk otobüsün kapısının önünde ne yapacağına karar veremeden bekledi bir süre. Otobüs şoförünün bakışları sabırsız bir tavıra bürününce, 
-Bahçelievlerden geçiyor mu ?
diye sordu çocuk. Fazla sigaranız var mı? diye sorsaydı belki daha mantıklı olurdu. Otobüsün sorduğu yerden geçmediğini çok iyi biliyordu. Daha önce milyon defa binmişti aynı otobüse. Bir süre sonra tıslayarak hareket eden kapı kapandı..
 
Ama bir yenisi açılmak üzereydi. Çocuğun üstüne bir gölge gibi çöken 703 numaralı özel halk otobüsü duraktan ayrılırken bir Nur kapladı çocuğun içini. 
Karşısında onun kalbini taşıyan kız duruyordu. Ve gözleri çoktan alışık olduğu gibi gözlerini bulmuştu. Gülümsedi kız. Ve koca bir savaşı sona erdirdi. Artık yaralar sarılıp mutlu günler inşa edilecekti. Elektriksiz kalan sinir hücrelerine elektrik iletilecek. Kalpler arasında kapanan yollar açılacak ve susuz kalan dudaklara su götürülecekti. Savaştan çıkan her bedenin onarılması gerektiği gibi. Çocuk kıza bir adım kala durdu. Zor da olsa durdu. Konuşsaydı neler söyleyecekti.. onu çok özlediğini onu unatamadığını onsuz yaşayamacağını anlatacaktı. Kızın gözleri dolacak dudağını ısıracaktı. Ama bunlar çok zaman alırdı. Kesinlikle dünyanın her yerinde bu anlamlara gelen bir dil kullanarak öptü kızı. Tekrar hiç yanından ayırmamak üzere sardı. sıkıca.. eski, güzel günlerdeki gibi...

Ama söylediğim gibi bilmiyorsunuz. 
Şu anda nerde olduğunu.. 
Belli belirsiz bir ışığın aydınlattığı odada oturduğunu bilmiyorsunuz. 
Tek başına..
İçkisinden büyük yudumlar almaya devam ediyor. Eski sevgilisinin dudağındaki ıslaklığı hissetmek istercesine. Geriye yaslanıp koltuğuna daha çok gömülüyor. O otobüsün tıslayan kapısı kapandığında hala o kapının önünde bekliyor olsaydı bu anlattıklarım yaşanmış olabilirdi. Bir seçim yaptı. Hayatı boşlukta farklı bir yöne doğru yol aldı.

Son demini alırken. Kokusu hafızasını çok eski ama bir o kadar da güzel günlere götüren bir mumun, kalbi kadar ürkek ve heycanlı ışığında, çocuğun ağzından sihirli kelimeler döküldü. 
-Hayat seçimler labirentiymiş… 

Siz bu labirentte kaybolmamaya çalışın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder